Hakikatlere Dair Notlar

02/04/2022 Erol Anar 0

Ben kendi gördüğüm, araştırıp okuduktan sonra hakikat olduğuna inandığım düşünceleri ortaya koyuyorum, yayınlıyorum. Ama insanları ikna etmek için değil, bu çabanın boş olduğunu yıllar önce anladım. İnsanları kolay ikna da edemezsiniz, onlar genellikle düşüncelerini değiştirmezler. Zaten amacım da bu değil. Sadece kendi düşüncemi ortaya koymak istiyorum. Bunun ötesinde hiçbir beklentim yok.

Hayata Dair Birkaç Not

12/11/2021 Erol Anar 0

Her şeyi bildiğimi anladığımı sanırken, aslında hiçbir şey bilmediğimi ve hayattan hiçbir şey anlamadığımı fark ettim. Çoğu insan bunu fark etmeden ölüyor. Çünkü bunu fark etmek insana bir sorumluluk getiriyor. Belki Sartre’ın ifade ettiği gibi insan kendi varlığından sorumlu olması gibi bir şey. Kendi yükünü kendi başına omuzlaması insanın, kendi hakikatini… İşte bu yüzden çoğu insan bu yüzleşmeden kaçınıyor, bu zor yola girmiyor ve yaşam serüvenini ondan beklenenleri yaparak tamamlıyor.

Gece Notları: Özgürlük Nedir Bilir misin; Önce Mahalleden Çıkmaktır

18/03/2021 Erol Anar 0

Derler ki “Tek başınıza kalmayı göze alamadığınız sürece gerçeğe ulaşamazsınız.” Bu gerçekten doğru. Devlet baskısından bile daha güçlü bir olgudur “mahalle başkısı.” Ben bunu yıllar önce gördüm. Ve “mahalleden” çıkmadığın sürece, gerçeğe giden yola da giremeyeceğini de. Hiçbir mahalleye mensup olmamaktır özgürlük. Hele bir yazar için bu vazgeçilmezdir bence. Çünkü tek kriterin gerçek, hakikat oluyor; gerçek ve özgürlük.

Gerçeğin ve Hakikatin Yolunda

14/08/2020 Erol Anar 0

Peki herkes farklı düşünürse nerede ve nasıl birleşebiliriz? Bence birleşebileceğimiz tek nokta özgürlük noktasıdır. Herkes bir diğerinin özgürlüğüne saygı gösterdiğinde, aslında kendi özgürlüğünü de garanti etmiş olur. Eşitlik içeren özgürlüktür bizi biraraya getirebilecek tek şey. Çünkü o dayatmaz, köleleştirmez ve ileriye götürür.

Gerçek Tutkusu ve Derin Sular

07/07/2020 Erol Anar 0

İşte burada başkalarının benim hakkımdaki düşünceleri önemini yitirdiği için, kendimi kanıtlama eylemine de gerek kalmıyor. Bu noktada kendime daha çok yaklaşabiliyorum. Gerçek ve hakikate de. Bu noktada sular daha da derinleşiyor. Ve suyun altında nefesini tutarak daha fazla kalabiliyor, daha derinlerindeki manzarayı görebiliyorsun.

İçimizdeki Varoluş Boşluğu

19/11/2019 Erol Anar 0

Bazen öyle bir kenara çöker düşünürsün. Her şey anlamsızdır, yeni fark etmiş gibisindir sanki bu gerçeği ama. Kendini tanıyamazsın. Geçmiş anlamsız gelir birden sana, şu an ve gelecek de. İçi boştur yaptığın her şeyin. Sanki bir rüyada gibisindir. O an, bir anlığına uyanmışsındır. Yeniden uyuyup her şeyi unutmak istersin. Ama bir kez uyandın mı bu uykudan, bir daha asla uyuyamazsın.

İnsanlar Gerçeklere Ulaşmak İstiyorlar mı?

21/05/2019 Erol Anar 2

Bu nedenle insanları kendi inandıklarıma, gerçeklerime ikna etmekten vazgeçeli çok zaman oldu. Ben yalnızca kendi fikrimi ortaya koyuyorum, insanlar neye inanırlarsa inansınlar, kendimi yıpratmıyorum. Etkilenen zaten etkilenir. Dolayısıyla sadece kendi fikirlerimi ifade etmekten sorumluyum, insanların neye inandıklarından değil.

Sistemin Doǧrusu Bizim Yanlışımızdır

12/06/2018 Erol Anar 0

Sistem elindeki araçlarla kendi doğrusunu, toplumun doğrusu ve tartışılamaz tek doǧru olarak açıklar. En sonunda sistemin doğruları, toplumun geniş kesimlerini vurur.Son kertede belirleyici olan, doğru veya yanlış değil, gūçtūr.

Nesnel Gerçeklik ve Sanallık Felsefesi: Gerçek ve Doğru Bilgi Var mıdır?

14/05/2018 Erol Anar 0

Çevresinin etkisinde kalmadan, “mahallenin” tepkisinden çekinmeden düşündüklerini nesnel gerçeklikle bağdaştırmaya ve açıkça kendi özgür iradesiyle (Proprio motu) insan gelişme yolundaki insandır. Ve kendisini gerçekleştirme yolunda önemli bir adım atmış demektir. Gerçek kendi kanatlarıyla uçar. Sanal gerçekliğin kanatları yapaydır ve o uçamaz.
Çünkü nesnel gerçeklik, fortis et liber’dir (Güçlü ve özgürdür.)

Nesnel Gerçeklik ve Sanallık Felsefesi: Gerçek Gerçek midir?

14/05/2018 Erol Anar 1

Baudrillard, “Gerçek ya da hakikate özgü perspektifle bir ilişkimizin kalmadığını bu farklı bir uzama geçiş olayıyla birlikte, tüm gönderen sistemlerinin tasfiye edildiği bir simülasyon çağına girilmiştir… Burada bir taklit, suret ya da parodiden değil, aslı yerine göstergeleri konulmuş bir gerçek, bir başka deyişle her türlü gerçek süreç yerine işlemsel ikizini koyan bir caydırma olayından söz ediyoruz.