Sesli Düşünceler (II)

05/07/2023 Erol Anar 0

1. İnsanların egolarının yatıştırıcısı değilim, tatmin edicisi hiç değil. 2. Başkalarının öğretmeni değilim. Kendi kendimin öğrencisi ve aynı zamanda öğretmeniyim. Avucumda sonsuz bilgiye sahip bir […]

Yalnız Kuş 

16/11/2022 Erol Anar 0

Sazlıkta gölgesi suya yansımış yalnız bir kuş var. Sabah vakti olsa gerek. Biraz uzakta sise gömülmüş bir dağ belli belirsiz seçiliyor. Sazların yansıması da suda […]

Yirmi Dört Saat Yağmurları

05/06/2022 Erol Anar 0

Çocukluğumdan bu yana iki şeyi çok sevdim. Birisi tercih edilmiş yalnızlık, diğeri ise yağmur. Daha doğrusu sağanak ve günlerce süren yağmurlar. Sisi de sevdim. Bir sisin içinden çıkarak var olduk belki. Yine bir  sisin içinde kaybolup gideceğiz bir gün. Bir varmış bir yokmuş diyecekler. Uzaklarda sisin içinde kaybolmuş, belli belirsiz ağaçlar varoluş yanılsamamızı anlatıyor sanki.

Bir Yalanı Bir Hayat Sanarak Yaşamak

01/01/2022 Erol Anar 0

Ama bence anlaşılmak da artık o kadar önemli değil. Çünkü bir insanı ancak kendisi anlayabilir; onun bile hayatını adaması gerekir buna kendini anlamak için, az da olsa. En kötüsü de belki seni anladığını düşündüğün birisinin, gün gelip de seni gerçekte hiç anlamadığını fark etmek. 

İnkârcı Bir Filozof: Emil Michel Cioran (2)

31/12/2021 Erol Anar 0

Aslında insan çoktan fosilleşmiştir, o yaşayan bir ölüdür artık belki de. Belki Michel Foucault’ya “insanın sonunun yakın olduğunu” düşündüren gerçek buydu. Nasıl ki, dünyanın ve evrenin de bir sonu varsa, insanın da bir sonu vardır. Hırsları ve tutkuları onu yok etmiştir çoktan. Kendi kendi yok eden, kendi sonunu hızlandıran, tüketen tek canlıdır insan.

Çağdaş Bir İnkârcı Filozof: Emil Michel Cioran (1)

22/11/2021 Erol Anar 0

Emil Michel Cioran tüm kitaplarını okuduğum -bazılarını birkaç kez- sürekli kitaplarını karıştırdığım ve esinlendiğim bir yazardır. Varoluşçu düşünceleri beni etkilemiştir. Kitapları baştan sona bir varoluş sorgusudur. Yıkıcı bir felsefedir onunkisi, yapmak, oluşturmak gibi bir derdi yoktur, bununla hiç ilgilenmez. Harabeler, yıkıntılar arasında felsefe yapar.

Sefaletin Felsefesi ya da Felsefe Niçin Gereklidir?

05/10/2018 Erol Anar 2

Yine daha once bir yazımda belirttiğim gibi; Gerçeğe uzanan yola geçmek için bir kapı gerekir, işte felsefe o kapıdır. Felsefe işte bu noktada insan yeni yollar açar, onu zenginleştirir. Bunun için de felsefe ve bilim hedef alınıyor. Çünkü felsefe sorgulamayı öğretiyor. Bilim ise gerçekleri dile getiriyor. Bu ikisi de istenmiyor. Bunun cehaletin sistem eliyle örgütlenmesi gerekiyor. Türkiye’de onun sağ’dan “sol”a tüm hükümetler tarikatçılığı geliştirmiş ya da onunla işbirliği yapmışlardır. Tarikatlar düşünce özgürlüğüne karşıdır çünkü ve  gericilik, cehalet yuvasıdır.